Sosyoloji ve Felsefe Kulübü uzun zamandır yaptığı çalışmaların sonucunu almaya başladı. Üyeleri'nin her fırsatta yazılı üretimlerini arttırmasını hedefleyen SFK amaçladığı çalışma prensibine gün geçtikçe daha da yakınlaşıyor. Bunun ilk örneği, kulüp üyelerinden Batuhan arkadaşımızın yazılı katkısını blog sayfamızda paylaşıyoruz. Bütün üyelerimizden yazılı katkılarını okan_sosyolojifelsefe@hotmail.com adresine yollamalarını rica ediyoruz.
Sevgiler...
Din: Haram ve Günah
Bildiğimiz gibi geçen günlerde kendisini
en büyük din ve siyaset adamı gibi gören, dünyanın ve Ortadoğu’nun hâkimi
olduğunu sanan ve diğer liderlere korku saldığını düşünen Recep Tayyip Erdoğan,
oturduğu yerde kimseye zararı olmayan bir vatandaşının elindeki sigara için
sinirlendi. Bu kibrin sebebi, vatandaşların kalkıp kendini alkışlamasını
beklemesiydi. Bu bir diktatör özelliği olmalı, bu kibir ancak bir diktatörün
kibri olabilir. Sigaranın zararlarını göz önünde bulundurup kendi vatandaşının
sağlığını düşünmesi işten bile değil, bunu biraz açıklamakta yarar var. Bugün
kullanılan tütün ve alkolün vergisi ağza alınmayacak oranlarda. Vergilendirme
yaparken "caydırıcılık" altına sığınan ve insanların sağlığını
düşünüyormuş gibi gözüken bir AKP ile karşı karşıyayız. Amacı gerçekten sağlık
olan bi' insan neden sigara, alkol bıraktırma merkezlerini çoğaltmak yerine
vergilendirme yoluna gider? Tek cevap AKP hükümetinin dininin de ahlakının da
para olması, sonuçta bu bakara iyi makara!
Din: Hoşgörü ve Katliam
Son zamanlarda ortaya çıkan dinci-gerici örgütlerden biriyle İslam
dininin ne kadar hoşgörüye
sahip olduğunu
görmüş
bulunduk. Biraz hatırlayalım; kör bıçaklarla katledilen "din kardeşleri", ellerinde silahlarla geleceğe bir katil olarak hazırlanan küçük ve masum çocuklar, bir
yerleri tehdit etmek amacıyla
hazırlanmış insanları kurşuna dizme görüntüleri... Bu
örneklerden sonra birçok zihinde şu
savunma oluşmakta
"gerçek İslam bu değil".
Peki, biz gerçekliği
hangisine göre belirlemeliyiz? Sivas'ta insanları diri diri yakanlara göre mi? Yoksa onlar da mı "gerçek İslam değil"? Kendi
fikrinden olmayanları
ötekileştirmekten
başka hiçbir icraat
yok ne yazık ki. İnsanların din için oy verdiği AKP hükümetinin eski
başbakanı recep Tayyip Erdoğan kürsülere çıkıp "bunlar solcu, bunlar terörist, bunlar
ateist" dediğinde
alkışlayan herkes,
inandığı dinin hoşgörüsünü açık bir şekilde kanıtlamaktadır, yersen(!).
Din: Kamuda Türban
1995
yılında Sivas Cumhuriyet
Üniversitesinde olan olaydaki görüntüleri hepimiz izlemişizdir. Türbanlı kızların diploma almasına karşı çıkan bir kesim insan var,
hümanist açıdan
yaklaştığımızda çok da güzel
görüntüler olmadığı
kesin fakat bunun bir sebebi olmalı.
Bunu biraz incelemekte fayda olduğunu
düşünüyorum. AKP hükümeti
ile birlikte yaygınlaşan ve artık kamu dairelerine de
sokulan türban tehlikesi... Tıp
fakültesine çeşitli
YGS kopya skandallarıyla
yerleştirilen,
cemaatle işbirliği yapıp soruları kendi tebaasına servis eden bir hükümetten
bahsediyoruz. Bu insanlar istediği
gibi okuyor, istediği
yerlerde istediği şekillerde iş buluyorlar, kadrolaşmanın en yoğun olduğu dönemlerdeyiz belki
de. Sonra buradan mezun olan insanlar Hipokrat yeminiyle birlikte göreve başlıyorlar. Kafasında
türbanla istediği
gibi hastanesine giren "doktorlar" gün geliyor "ben karşı cinse dokunamam,
tedavi edemem" deme cüretinde bulunuyor. Bunun birçok örneğini birçok insan yaşadı, yaşamaya da devam edecek.
Okullarda sırf
"bu benim dinimden" diye insanlar kategorize edilecekse, meslekte
"karşı cins
dokunamam" gerekçesiyle insanların
ölmesine göz yumulacaksa, ortaokuldaki henüz din hakkında fikri bile olmayan küçük çocuklara zorla türban
takılıp, dini eğitimler zorunlu tutulacaksa,
bizler aydınlanmacı ve ilerici bir doğrultuda bu ülkeyi
yükseltemeyiz.
Batuhan Ö.